26 May Çöplerimiz konusunda verdiğimiz kararlar iktisadî fayda sağlar mı? Kentsel katı atıkların iktisadî anlamı üzerine (I)*
Kentsel katı atıklar (municipal solid waste) hanehalklarının, iş yerlerinin ve kurumların ürettiği ҫöpe verilen addır. Türkiye’deki kentsel katı atıklar konusunda düşünmeye başlamam 2011 yılının bir yaz günü sabahı başımdan geҫen tuhaf bir olay sonrasına rastlar.
Esintili bir yaz günü sabahı…
Ankara’nın kaldırımlı ve ağaҫlı mahallelerinden biri olan Ayrancı’nın Reşat Nuri Sokağı’na yeni taşınmıştım. Dokuz yıl yurtdışında yaşadıktan sonra kendi ülkeme alışma ve kültürel kodlara uyum gösterme süreci geҫirmekteydim. Akşamları belli bir saatten önce ҫöp torbalarımızı kapımızın önüne koyduğumuz taktirde apartman görevlisi onları topluyor, ҫöp kamyonunun alması iҫin kaldırımda biriken diğer torbaların yanına koyuyordu. O sabah, ҫöp torbasını kapının önüne koymayı unuttuğumu, işe gitmek iҫin evden ҫıkmadan hemen önce farkettim. Acelem olduğundan, taksiyle gitmeye karar vermiş ve taksiyi ҫoktan ҫağırmıştım.
Taksiye binmeden önce, atmak iҫin ağzını sıkıca bağladığım ҫöp torbasını elime alıp evden aceleyle ҫıktım. Merdivenlerden hızlıca inip apartmanın önüne vardığımda taksi henüz gelmemişti. Etrafıma bakınıp elimdeki torbayı atacak bir ҫöp kutusu aradım. Sokakta böyle bir şeyden eser yoktu. Torbaların kaldırımda biriktirildiğini hatırlayıp torbayı kaldırımın bitip sokağın başladığı yere koydum. Fakat, öğlene doğru güneşin iyice ısıtacağı, asfalt üzerinde kalacak torbanın akşama kadar ne kadar kötü kokacağı ve sokak kedileri tarafından eşelenince etrafa saҫılacak pislik aklıma geldiğinde torbayı hemen oradan aldım. Tam bu sırada taksi geldi ve ben, elimde ҫöp torbası, taksiye bindim.
Gideceğim istikameti șoföre söyledikten sonra tüm yol boyunca şaşkınlık mı yoksa bir tür şok mu olduğunu bilemediğim duygular iҫerisinde aklımdan türlü düşünceler geҫti… Şoföre bir ҫöp bidonunun yanında durmasını mı söylemeliyim yoksa arabasına ҫöp torbası ile bindiğimi ҫaktırmamak iҫin torbayı kamufle mi etmeliyim, soruları zihnimde, kıvranıyordum. Güzel yaz sabahı açık camlardan gelen esinti, torbadan gelen kokuyu burnuma ҫarptı… “Şoför bu kokuyu alıyor mudur?” diye düşünürken bir yandan içimden, “keșke daha çok parfüm sıksaydım” diye geçirdiğimi anımsıyorum. Ter basmaya başladı. Kokuya dair karşı taraftan gelecebilecek soruların her birine birer cevap hazırlamak için onları tahmin etmeye koyulacaktım ki fakülteye geldik. Paramı ödedim. Çöp torbamla birlikte taksiden indim. Taksi uzaklaşırken ҫöp torbasını fakültenin önündeki ҫöpe attım. Fakültenin kapısından girerken sırtımdaki ıslaklığı hissediyordum.
Bu olay tam dört yıl önce gerҫekleşti. O zamandan bu zamana ne değişti? Ayrancı sokaklarında artık ҫöp kutuları var. Yakın zamanda gördüğüm Gaziantep şehrinde ҫöp kutuları turuncuydu, ҫok şirinlerdi. Roma’da ise parlak siyah, oldukҫa karizmatik. Ayrancı’daki ҫöp kutuları, üzerinde belli belirsiz yeşil yazılar olan pislenmiş ama paslanmamış aleminyum rengindeler. Zevkler ve renkler tartışılmaz illa ki fakat, akşamları karşılaştığım ҫöp torbası yığınlarının fotoğraflarından da görüldüğü üzere, bu ҫöp kutularını benden başka beğenmeyenler de var galiba: çöpleri iҫlerine atmak yerine etraflarına saҫmayı, hatta bașka bașka yerlere koymayı tercih ediyorlar. Tabii bu durum ҫöp kutusu sayısının yetersizliğine de yorulabilir.
Çankaya Belediyesi’nin bu durumun farkında olmadığını ve ҫözüm üretmediğini düşünürseniz yanılır mısınız? Belediye’nin yürürlüğe koyduğu birçok “Geri kazanım programı” mevcut [12]. Fakat yukarıda belirttiğim spesifik konuya çözüm arayıșları devam etmekte. Belediye’nin 1 Nisan 2015 itibarıyla başlattığı uygulama, ҫöplerin sokaklara bırakıldığında ҫok beklememesi iҫin herkesin ҫöpünü saat 21:00’de kaldırmasını șart koșuyor. Bu noktada sorunun köküne eğilmekten aciz bir çözüm belirleniyor: “Zamanından önce çıkarıldığı için hem çevre hem de görüntü kirliliğine neden olan çöplerle ilgili bir dizi önlem alan Belediye ekipleri, aslında Çankaya’da uzun yıllar önce başlatılmış olan uygulamanın üzerine daha büyük bir titizlikle eğilecek.” Bahsedilen uygulamayı önerenlerin soruna bakıșının ne kadar derin olduğu ise yine Belediye’nin internet sayfasından alınan şu satırlardan anlaşılabilir: “Erken çıkarılan çöp poşetlerinin yiyecek arayan sokak hayvanları tarafından parçalandığını ve dönüştürülebilir katı atık toplayanların da çöp poşetlerini yırtarak gelişigüzel ortalığa saçtığını belirten yetkililer bu nedenle büyük çöpler alınsa bile toplama bölgelerinin tam anlamıyla temizlenemediğini söylediler.” Bu uygulamaya göre, “vatandaşların ev ve işyerlerinden çıkan çöplerini sağlam çöp torbalarına koymaları isteniyor. Çöp konteynırı bulunan semtlerde, konteynırların kullanılması da Çankayalıların dikkat etmeleri istenen hususlar arasında”.
Bir ҫöp toplama sistemi kurmak ve uygulamak bu kadar mı zor? Dünyadaki ҫöp toplama sistemi örnekleri neler? Neden evimizden ҫıkan ҫöp, sokağımızı kirletmek zorunda? Ayrancı’da ҫöplerimizi neden hala kağıt, plastik, metal, cam gibi farklı şekillerde kategorize etmiyoruz? Ediyorsak bunları kime verebiliyoruz? Ayrıştırma süreçlerine adapte bir ҫöp toplama sistemi varsa neden halk bu konuda bilinçli değil? Akşamları ҫöplük olan sokaklar biz uyurken sihirli bir perinin sopasını sallamasıyla yıkanıp, sabaha tertemiz kaldırımlardan ibaret hale mi geliyor? Bu berbat yöntemle toplanan ҫöpleri üstüste koysak, onlara tırmanarak aya ulaşabilir miyiz? Sorular ҫoğaldıkҫa absurdleşiyor…
Dünyanın bütün ҫöpleri birleşin!
Daha mantıklı ve yararlı sorular bulmak iҫin ҫevre mühendisliği alanındaki ҫalışmalara yönelmekte yarar var. Çöplerin toplanmasında yașanan sorunlar sokakların hiyjeni dıșında bașka bir konuyu da gündeme getirmektedir: ҫöplerin ayrıştırılması, depolanması ve geri dönüşümü. Bir ҫok ülke tarafından ҫevre politakaları üretilirken gözönünde bulundurulan “Katı Atık Yönetimi Hiyerarşisi (Solid Waste Management Hierarchy)” tablosunda, kentsel katı atıkların ҫevreye dair sorumluluk bilincine sahip olarak değerlendirilmesinin yolları gösterilir.
Solid Waste Management Hierarchy
En istenilir değerlendirmeden en az istenilir değerlendirmeye göre bir hiyerarşi belirlenmiştir. Piramidin en üstünde ҫevreye en yararlı olan değerlendirme biҫimi “yeniden dönüştürme” (recycling), bir altındaki “tekrar kullanma” (reusing), onun altında da “ҫöpü azaltma” (reducing) sıralanmıştır. Onların da altında farklı imha etme yöntemleri, en ҫok uygulanması istenenden en az uygulananması istenene göre belirtilmiștir.
Reduce-Reuse-Recycle
Peki iktisatҫılar bu konunun hangi boyutu ile hangi sorular etrafında ilgileniyorlar?
Hem girdi hem vergi
2000 yılında A.B.D.’de kurulmuş National Center for Environmental Economics (NCEE), zararlı ve kentsel atıkların yönetimi alanında iktiadi araştırmalar sunar. 1976’da kabul edilen Resource Conservation and Recovery Act (RCRA), A.B.D.’nin bu konuda uyguladığı yasadır. Bu yasa, insan sağlığını ve ҫevreyi, atıkların ortadan kaldırması sırasında olușan potansiyel risklerden korumak, enerjiyi ve doğal kaynakları daha iyi muhafaza etmek, biriktirilmiş atıkları azaltmak ve atıkların değerlendirilmesi konusunda bilinҫ oluşturmak iҫin oluşturulmuştur.
Evsel atıklar üç ana gruba ayrıldıktan sonra işleme tabi tutulmaktadır. Biyobozunur nitelikteki organik atıklar enerji ve kompost üretmek üzere fermantasyon sistemine yönlendirilirken; kağıt, plastik, cam ve metal gibi geri dönüştürülebilir atıklar ilgili geri dönüşüm tesislerine sevkedilerek ekonomiye kazandırılmaktadır. Bu gruplar dışında kalanlar alternatif yakıta dönüştürülmekte ve ATY (Atıktan Türetilmiş Yakıt) olarak endüstrinin hizmetine sunulmaktadır.
Türkiye’de atık geri kazanımı konusundaki araştırma-geliştirme ҫalışmaları şirketler ve devlet ve sivil toplum kuruluşları eliyle sürdürülmektedir. “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” kapsamında ambalaj atıklarının biriktirilmesi, toplanması, taşınması ve geri dönüşümü amacıyla Ankara’nın Yenimahalle, Mamak ve Gölbaşı ilçelerinde başlatılan uygulamalar Invest Trading & Consulting AG. (ITC) (www.itcturkiye.com) ve Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) (www.cevko.org.tr) tarafından devam etmektedir. Çankaya Belediyesi, (ÇEVKO) ve Anadolu Cam Sanayi A.Ş. işbirliğinde yürütülen “Cam Yeniden Cam Projesi” kapsamında, Haziran 2014’e kadar 32 ayrı ilköğretim okulunda bilinçlendirme eğitimi vermiștir. Bu proje kapsamında, yüzde yüz geri dönüşümü sağlanabilen tek ambalaj malzemesi olan camın geri dönüşümü ve doğanın korunmasındaki rolü ile ilgili 6 bin 311 öğrenciye bilgiler verilmiştir. Ayrıca, Çankaya’nın çeşitli noktalarına 370 adet cam kumbarası yerleştirilmiştir. Bu cam kumbaralarının nerelerde olduğu konusunda halk arasında dile getirilen merakın da giderileceği halen bekleniyor [12].
ÇEVKO Vakfı 1991’de, ülkemizin 14 önde gelen sanayi kuruluşunun girişimleri ile kurulmuştur. Kar amacı gütmeyen vakıf, Türkiye’de ambalaj atıklarının ekonomik ve düzenli geri kazanımı için sanayi, yerel yönetim ve tüketicilerin katkıları ile varlığını sürdürmektedir. Ayrıca, ülkemizi Avrupa Birliği’nde temsil etme hakkını kazanmıştır. 2005 yılında yayınlanan “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” çerçevesinde, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “Yetkilendirilmiş Kuruluş” ilan edilmiştir. 2005 yılından itibaren ambalajlı ürün piyasaya süren firmalar, ambalaj atıklarının geri kazanımı için ÇEVKO Vakfı’na kazanım yükümlülüklerini devretmeye başlamıştır. Ayrıca ÇEVKO Vakfı, ambalaj üreticileri ve ҫeşitli ekonomik işletmelerin adına, ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması için yerel yönetimler ve lisanslı firmalarla işbirliği iҫindedir. Bu sektörler “Türkiye’de faaliyet gösteren yerli veya yabancı gıda, tüketim, ilaç, kimya, petrol, vb. sektörlerinden cam, metal, plastik, kağıt, kompozit ambalaj kullanan, marka sahibi dolumcular, ambalaj üreticileri, ambalaj geri dönüşümcüleri, büyük ölçekli alış-veriş merkezleri ve zincir mağazalardır” [14].
İktisadi ҫalışmalar genel olarak, kentsel katı atıkların yönetimi ile ilgili politikalar geliştirmek, bu atıkları barındırmayı etkileyen negatif dışsal etkenleri incelemek, atıkları belirli bir alanda toplamanın zorluklarını ortaya koymak gibi konulara yoğunlaşır. Kentsel katı atıklara ve onları toplamaya fiyat atfeden iki ayrı politika vardır: düzenleyen politikalar (hanehalkının ҫöp başına ödediği ücret ve lokal vergilendirmeler) ve piyasa bazlı politikalar. Birinci tip politikalar, hanehalkının ҫöpü azaltması, yeniden dönüştürmeye katılması ve compost yapması iҫin teşvik sağlar. Piyasanın ürettiği ҫözümler ise, yeniden dönüştürme konusunda Ar&Ge’lerle destekli teknoloji kullanan özel şirketler arasındaki rekabet üzerine eğilir.
Compost yapımı oldukҫa basit bir geri dönüşüm yöntemidir. Compost, organik ҫöpü etrafı delikli bir kovadaki toprağa koymak, bekletmek ve düzenli olarak havalandırmak suretiyle elde edilir. Bazı uluslararası kuruluşlar tarafından bu işlemlerin nasıl yapılacağına dair yönetmelikler ve yöntemler yayınlanmaktadır. Bu kuruluşlardan belli başlıları arasında, ÇEVKO’nun da işbirliği iҫinde olduğu, Extended Producer Responsibility Alliance-EXPRA (www.expra.eu), The International Solid Waste Association-ISWA (iwww.iswa.org) ve Pro-Europe-Packaging Recovery Organisation Europe s.p.r.l. (www.pro-e.org) sayılabilir.
İktisat kıt doğal kaynakların alternatif biҫimde kullanımının bilimi ise, kimi zaman basit bir ișlem sonrasında kompost haline gelerek kimi zaman da karmaşık kimyasal süreҫler sonucunda değișerek tekrar üretime sokulan atıklar doğal kaynak olarak sayılabilir mi? İktisattın “kaynak” tanımı tam olarak nedir? Yeniden dönüştürme maliyetlerini göz önünde bulundurduğumuzda, katı atıkların girdi olarak kullanılması imalatın maliyetini ne kadar azaltır? Atıklar aynı zamanda alınıp satılan bir maldır ve doğal olarak fiyatlandırmaya tabidir. Atıklardan gıda üretilebilmesi dahi mümkün olduğuna göre kimi zaman pahalı bir mal olarak sayılabilir. “Entegre Katı Atık Yönetim Sistemleri”, devlet eliyle mi, piyasaya bırakılarak mı yoksa, devlet eliyle oluşturulan bir monopol tarafından mı yürütülmelidir?
Davranışsal ve deneysel iktisat alanına yakın duran ҫalışmalardan biri olan “Effects on Norms and Opportunity Cost of Time on Household Recycling” adlı makale, hem ahlaki ve sosyal normların hem de zamanın fırsat maliyetinin hanehalklarının yeniden dönüşüm iҫin ҫöp ayrıştırma kararının üzerindeki etkilerini araştırır. Normlar, onları oluşturan duygular olarak tanımlanmıș olup șöyle listelenmiștir: kendine saygı (feeling of self-respect), grubun kișiye göstereceği saygı (respect from the community), vicdan azabı (guilty conscience), insanların başkalarına yardım edince hissettiği güzel duygular (warm-glow), grubun kișiyi cezalandırması (sanctions from the community) [5]. Halvorsen (2008), bahsi geҫen duyguların yeniden dönüşüm iҫin ҫöp ayrıştırma kararını nasıl etkilediğini gösteren bir model geliştirir. Fırsat maliyetinin bu karar üzerinde negatif bir etkisi olduğu ve insanların başkalarına yardım edince hissettiği güzel duyguların (warm-glow) ҫöp ayrıştırma ve dönüştürme ҫabalarını desteklediği bulgusuna ulaşır [5].
Bir diğer ҫalışma da J. Thøgersen (2003) tarafından ortaya konmuştur. “Monetary Incentives and Recycling : Behavioral and Psychological Reactions to a Performence-Dependent Garbage Fee” adlı makalede Thøgersen (2003), parasal teşvikin olduğu ve olmadığı durumlardaki ҫöp ayrıştırma ve dönüştürme davranışına dair bulgular ortaya koyar. Üҫ kişiden oluşan iki gruptan birine bu iş iҫin sabit, diğerine ise ҫöpün ağırlığı oranında bir ücret öder. Sonuca göre, ikinci grup daha ҫok compost ve yeniden dönüştürülecek materyal teslim eder. Thøgersen (2003), piyasaya hükümet müdahalesi ile oluşturulan teşviğin atık ayrıştırması konusunda iҫselleştirilmiş motivasyonu arttırarak, bir ahlaki norm oluşturduğu sonucuna ulaşır. Ayrıca, teşviğin ortaya konulması ile yapılan devlet düzenlemesi (regulation) sadece ҫevreyi koruyan davranışın göreli maliyet ve faydasını değil, kendi maliyet ve faydasını gözettiği kabul edilen bireyin davranışını da düzenleyerek genel ҫıkara uyumlu hale getirir [11]. A. E. Carlson (2001) da sosyal normların atık ayrıştırma davranışları üzerindeki etkilerini inceler [2]. Horie, Hagihara et al. (2006), hanehalklarının evlerinde hazırlayabilecekleri compost sistemleri konusunda fikirler vererek, bir deneyle bu konudaki gelişmeleri ve kararları anlatırlar [6].
Neoklasik iktisat literatürüne baktığımızda da katı atıklara dair farklı ҫalışmalarla karşılaşırız. T. C. Kinnaman (2010) konuyu ҫevre kirletme vergisi ve katı atık politikaları aҫşından ele alır [9]. Journal of Economic Perspectives’de yayınlanan “Comments” bölümünde, Kinnaman’ın ҫöpten vergi alınmasna karşı ҫıkan makalesi “Examining the Justification for Residential Recycling” üzerine yapılan yorumlar mevcuttur [8]. D. Fullerton & Kinnaman (1996)’ın ҫalışmasında, hanenalklarının daha ҫok geridönüşüm yapması, compost üretmesi ve alış-veriş yaptıklarında daha az ambalaj istemeleri iҫin ҫöp torbası başına ücret ödenmesi fikri önerilir [4]. Fullerton &. Kinnaman (2002), ҫöp torbası başına belli bir ücret ödemek suretiyle ҫöpü azaltmak için optimal fiyatlandırma konusuna odaklanarak, data seti analizleri üzerinden belediyelere politika önerisinde bulunulur [3]. M. A. Allers & C. Hoeben (2010) ise, atıkların fiyatlandırılmasının yendiden dönüşüm üzerindeki etkisine eğilir [1]. D. N. Pellow’ın Garbage Wars: The Struggle for Environmental Justice in Chicago (2004) adlı kitabı bu alanda yayınlanmış az sayıda kitaptan biridir [10].
Davranışsal ve deneysel iktisat ile neoklasik iktisadın dünyasından uzaklaşıp, emek-değer teorisini terketmiş bir klasik iktisadın konuya nasıl baktığını görmek iҫin Hosoda (2014)’ya bakılabilir [7].
Ayrancı’da, ҫöplerin azaltılması iҫin compost yapımına özendirilmesi, kamu spotlarıyla yeniden kullanımların mümkün mertebe teşvik edilmesi, dönüştürme teknolojilerine yatırım yapılması ve hanehalkındaki kiși sayısına oranlı çöp torbası bașına vergi koymak yerine, “çöpleri saat 21:00’den önce dışarıya çıkaran ve gelişigüzel bırakan vatandaşlara çevre kirliliğine sebep olmak nedeniyle 208 TL cezai işlem” uygulanması hayata geçirilir.
Siz siz olun, ҫöpünüzü 21:00’den önce kaldırımların üzerine, ağaҫ diplerine, park etmiş arabaların önüne ya da arkasına koymayın. Tam 21:00’de koyun! Böyle yapın ki her ne tesadüfse tam 21:00’de orada bulunan ҫöp kamyonu, ҫöpleri sokakta beklemelerine mahal vermeden hemen alabilsin. Fakat, 21:00’den önce ҫöpleri sokağa koyarsanız belediye, sokak kedileri ve köpekleri tarafından eşelenen ҫöplerinizden akan pis sulardan olușan küçük nehirleri takip ederek sizi bulur, 208 TL’yi tahsil eder. Siz de bundan böyle ҫöplerinizi 21:00’den önce sokağa koymazsınız, tam 21:00’de koyarsınız.
Bir sonraki yazıda, aynı konuya Sraffa’cı (yeni-Ricardocu) iktisat teorisi ile neoklasik iktisat teorisinin yaklaşımları arasındaki farklar incelenecektir.
Kaynakҫa
[1] Allers M. A. & Hoeben C. (2010), “Effects of Unit-Based Garbage Pricing: A Differences-in-Differences Approach”, Environ Resource Econ, vol. 45, ss. 405–428.
[2] Carlson A. E. (2001), “Recycling Norms”, California Law Review, vol. 89, no. 5, ss. 1231-1300.
[3] Fullerton D. &. Kinnaman T. C. (eds.) (2002), The economics of household garbage and recycling behavior, Edward Elgar, Cheltenham.
[4] Fullerton D. & Kinnaman T. C. (1996), “Household Responses to Pricing Garbage by the Bag”, The American Economic Review, vol. 86, no. 4, ss. 971-984.
[5] Halvorsen B. (2008), “Effects on Norms and Opportunity Cost of Time on Household Recycling”, Land Economics, vol. 84, no. 3, ss. 501-516.
[6] Horie N., Hagihara K., Kimura F. & Asahi C. (2006), “A Study on Environmental Evaluation and Decision Aids based on Trial Experiment of Home Garbage Procesing Method”, Proceedings of Japan Society of Regional Science, vol. 36, no. 4, ss. 931-944.
[7] Hosoda E. B. (2014), “An Analysis Of Sorting And Recycling Of Household Waste: A Neo-Ricardian Approach”, Metroeconomica, vol. 65, no. 1, ss. 58–94.
[8] (2008), “Comments”, Journal of Economic Perspectives, vol. 22, no. 2, ss. 243–246.
[9] Kinnaman T. C. (2010), “Optimal Solid Waste Tax Policy With Centralized Recycling”, National Tax Journal, vol. 63, no. 2, ss. 237–252.
[10] Pellow D. N. (2004), Garbage Wars: The Struggle for Environmental Justice in Chicago, MIT Press.
[11] Thøgersen J. (2003), “Monetary Incentives and Recycling: Behavioral and Psychological Reactions to a Performence-Dependent Garbage Fee”, Journal of Consumer Policy, vol. 26, ss. 197-228.
[12] http://www.cankaya.bel.tr/oku.php?yazi_id=22916
[13] www.cankaya.bel.tr/oku.php?yazi_id=151
[14] http://www.cevko.org.tr/index.php?option=com_content&task=view&id=246&Itemid=218&lang=tr
Fotoğraflar: Çınla Akdere
* Değerli yönlendirmelerinden yararlandığım ҫevre mühendisi Doҫ. Dr. Tuba H. Ergüder Bayramoğlu ile Ayrancı sokaklarında ҫektiğim fotoğrafları rötüşlayan ve düzenleyen, medya ve kültürel ҫalışmalar alanında yüksek lisans öğrencisi Oğuz Baran’a teşekkürlerimle…
No Comments