05 Haz Cambridge Sermaye Tartışmalarına Tanıklık Etmek – 1/4
Cambridge sermaye tartışmalarına ne oldu? Bu soruyu ben değil, 2003 yılında Journal of Economic Perspectives adlı akademik dergide yayımlanan makalelerinde A. J. Cohen ve G. C. Harcourt birlikte soruyorlar. Sahiden de, Cambridge sermaye tartışmalarına ne oldu? Şimdi de ben soruyorum. Cohen ve Harcourt’a göre, tartışmalara katılan birçok kişi artık hayatta olmadığından bu sorular geçmișin tozlu, karanlık, ıșıksız odalarının unutulmuş, örümcek ağlarıyla kaplanmış kitap raflarında kaldı. Aslında tam olarak böyle söylemiyorlar, ben biraz dramatikleștirdim. Onların açıklamalarından anlașılan tartıșmaların durduğu. Oysa bana sanki bu tartıșmalar hala devam ediyormuș gibi geldi. Bu yazıda, neden Cohen ve Harcourt ile aynı fikirde olmadığımı anlatmaya çalıșacağım. Bunu yapabilmek için birçok konuya değinmem gerekti. O yüzden de yazı uzadıkça uzadı. Sanal dünyanın alan genișliğinin hissettirdiği sanal özgürlük duygusuyla, kimi zaman konu dıșına çıkmayı da göze alarak, yazdıkça yazdım. Okuyucuyu da biraz olsun düșünmek adına yazımı dört bölüme ayırdım. Yani tam sıkılmaya bașladığınız anda yazı bitecek ve devamı için bir hafta beklemeniz gerekeceğinden tekrar merakınız canlanacak. Böyle olur diye umuyorum. Yazılarda nelerden bahsettiğime de kısaca değinip konuya geçmeden önce son bir ekleme yapmak istiyorum. Cohen ve Harcourt tartıșmanın durduğuna dair kanaatlerini çok da içlerine sindirememiş olacak ki, makalelerinde son birkaç söz daha söyleme gereği hissediyorlar. Diyorlar ki, tartışmalarda sorular cevaplanmadı fakat ilgili konular tekrar gündeme getirilirse Cambridge tartışmaları yeniden ziyaret edilecektir; tıpkı aslında Cambrige tartıșmalarında, o zamandan 80 yıl öncesinin sorularının yeniden ziyaret edildiği gibi. Hem iktisat cephesinde kayda değer yeni bir cevap yok hem de ‘yine de umutluyuz’ diyorlar sanki… Oysa ben tek ve net bir şey söylüyorum: Cambdrige tartışmaları devam ediyor…
Öncelikle Cambdrige sermaye tartıșmalarıyla nerelerde ve nasıl karșılaștığımdan bahsedip, tartışmaların arka planındaki fikirlerin David Ricardo’nun takipçisi neo-Ricardocu okulun babası olarak kabul edilen Piero Sraffa’ya ait olduğuna değineceğim (1. yazı). Daha sonra, Sraffa takipçilerinin zaman içinde hangi konulara yöneldiğine bakacağım. Aralarındaki fikir alış-verişinin, sermaye kavramı etrafında, klasik ve neoklasik iktisat arasındaki anlayıș farkını teknik olarak ortaya koyduğunu açıklamaya çalıșacağım (2. yazı). Sonrasında, son dönemde sermaye ve gelirin yarattığı eşitsizliklere eğilen Thomas Piketty’nin Cambdrige tartışmalarıyla ilişkisini kısaca inceleyerek, büyüme fikrinin modellenmesinin zorluklarını ele alacağım (3. yazı) En son, neo-Ricardocu çizgiyi tanıtıcı son sözlerimi söyleyip, neoklasiklere yönelttikleri eleştirilere Samuelson’un tepkisine değineceğim. Bugün neler tartışıldığına dair kısa bir hatırlatma ile de bitireceğim (4. yazı).
Davetsiz bir misafir
Her sene birçok iktisadi düşünce tarihçisini biraraya getiren, European Society of History of Economic Thought (ESHET) tarafından düzenlenen konferansın 2015 ayağı Roma’da gerçekleşti. Ben de böylece çok merak ettiğim Roma şehrine ilk kez gitme fırsatı elde ettim. Konferansın Mayıs sonuna doğru, yani şehir iyice ısınmaya başlamadan gerçekleşmiş olması konusunda da şanslıydım. Roma’da doktora yıllarından arkadaşlarımla birlikte konaklamıştım. Sabahları konferansın yapıldığı Roma Tre Üniversitesi’nin kampüsüne ilkbahardan kalma güzel esintiler eşliğinde hep birlikte gitmek, Roma sokaklarını birlikte gezmek, orijinal Tiramisuları birbiriyle karşılaştırmak çok mutlu ediciydi. Konferans organizatörleri tarafından önerilen şehir turunda karşılaştığım gizli bir sürprizle seyahatim benim için daha da bir anlam kazandı. Klasik dönem, Ortaçağ ve Geç Rönesans dönemlerine ait eserlerin ve binaların tanıtılacağı turlardan birini seçmek gerekiyordu. Çok zorlanarak ilkini seçtim. Roma Milli Müzesi (The National Museum of Rome)’nin Palazzo Massimo alle Terme kısmında sergilenen birbirinden bilindik Roma ve Yunan mitolojisine ait kahramanların heykelleri gözlerimi kamaştırdı. Hem Yunan ve hem Roma mitolojilerindeki karmaşık ilişkiler ağından gözü korkmuş ama bir yandan da söylenceleri aklımda tutmaya çalışan biri olarak, yıllar önce keşfedip hikayesinden çok etkilendiğim Ay Tanrıçası Selene (Σελήνη)’nin heykelini görmek beni fazlasıyla heyecanlandırdı. Bu, Roma’nın o yaz benim için hazırladığı ilk sürprizdi.
Her sene farklı bir temayı ele alan konferans 2015 yılında, “Great Controversies in Economics” başlığı altında organize edilip, iktisadi düşünce tarihindeki büyük tartışmalara ayrılmıştı. Roma’nın bana yaptığı ikinci sürpriz, doktora tezi jürimde yeralmış Avusturyalı profesör Heinz D. Kurz’un sunuşunu dinlemek için izleyici olarak katıldığım bir oturumda tanık olduğum Cambdridge sermaye tartışmalarıydı. Aslında durumum Lewis Carroll’un ünlü romanındaki Alice’den farksızdı: Sürekli acele etmemi söyleyen tavşanı takip eder gibi bir oturumdan diğer oturuma koşarken sanki bir çukurdan içeri düşmüştüm. Neden bahsedildiğini anlayamıyor, kavramları seçebilsem de argümanları kesinlikle çözemiyordum. Önümde birkaç kurabiye bulsaydım küçülmeyi umarak hemen yerdim. Salonda post-Keynesgil teori üzerine çalışmış birkaç arkadaşı seçmem bile ortama yabancılığımı kıramadı. Derken konferans programının kitapçığına sarıldım ve incelemeye koyuldum.
Konferans konusuyla birebir örtüştüğünden tarihi Cambridge sermaye tartışmalarına yedi oturum ayrılmıştı. Bunlardan dördü neo-Ricardocu okulun babası ünlü iktisatçı Pierro Sraffa’nın yayımlanmamış eserlerine, çalışmalarının yeni yorumlarına ve etkilendiği iktisatçılara; iki oturum doğrudan Cambridge tartışmalarına; bir oturum da sermaye kavramının büyüme ekonomisindeki rolüne odaklanmıştı. Benim dinlemekte olduğum oturumda konuşan isimler şöyleydi: Heinz D. Kurz, Bertram Schefold, Tagashi Yagi, Thedore Mariolis, Lefteris Tsoulfidis, Stefano Zambelli, Neri Salvadori, Ariel Dvoskin, Saverio M. Fratini, Fabio Petri. Bütün bu bilgiler beni rahatlatsa da, tartışmanın teoriye iyice gömülmüş matematiksel dili beni olup biteni anlamaktan alıkoyuyordu.
Yıllarca konferanslarda severek izlediğim iktisat metodoljisi oturumlarında hiç rastlamadığım bir atmosfer hakimdi salonda. Avusturyalı profesör Kurz, Alman profesör Schefold gibi genelde soğuk ve soğukkanlı görünen hocaların afacan çocuklar gibi heyecan içinde hop oturup hop kalktıklarına; ders kitabını iktisadi düşünce tarihi dersimde okuttuğum Yunanlı profesör Lefteris Tsoulfidis’in sunuş boyunca bir o yana bir bu yana gidip gelmesine; ilk kez dinlediğim İtalyan profesör Stefano Zambelli’nin etrafındakileri eni konu azarlarcasına canlı, yüksek sesle ve ısrarcı ses tonuna tanık oluyordum. Kulaklarınızı tıkasanız bu son konuşmacının futbol ya da siyasetten başka bir konudan bahsetmediğine hatta teorik bir meseleden bahsetmekte olduğuna asla inanamazdınız.
Ayrıca hocaların birbirlerine karşı samimi ve doğal tavırlar içinde olması da dikkatimi çekmişti. Bazen çocuk gibi kızıp, bazen de eski dostlar gibi birbirlerine takıldıklarını farkedebiliyordum. Sonradan anlayacaktım ki son gözlemim aslında gerçeği yansıtıyordu. Yıllardır Cambridge sermaye tartışmaları vesilesiyle onlar zaten hep birbirleriyle tartışıyor, atışıyor ve şakalaşıyordu. Neredeyse bir ömür boyu, insanlık tarihinin bir meselesini çözmek uğruna mesai harcamışlar, kapitalist sistemin mekanizmalarını çözmek için birbirleri sayesinde motivasyonlarını hep canlı tutumuşlardı. O an aslında Cambridge tartışmalarına tanıklık etmekle aslında bir tarihe tanıklık etmekte olduğumu anladım ve ürperdim. Geriye bu köklü tartışmanın dilini çözebilmek için literatüre dönmek ve tartışmayı özetleyen belli başlı makaleleri okumak kalmıştı[1].
Ertesi sene yani 2016’da ESHET Paris’te düzendi. Bu kez teması “Inequalities in Economic Thought” olan konferansta Sraffa ve Cambridge tartışmalarına 2-3 oturum ayrılmıştı. Paris’te, Sraffa’yı Walras’ın ve Hicks’ın çalışmaları dışında zamanlararası (intertemporal) fiyatlarla ilişkilendiren bir oturumda yine yukarıda saydığımız ekipten isimler vardı. Onlar dışında yukardaki listeye eklenmesi gereken isimler şöyle: Wildried Parys, Ajit Sinha, Roberto Ciccone, Rogerio Arthmar, Michaël McLure, Antonella Palumbo, Attilio Trezzini, François Alisson, Alexander Tobon.
Sraffa’nın mirası
P. Sraffa’nın 1951’de, Ricardo’nun toplu eserlerine editör olarak yazdığı önsöz ve 1960’da yayınlanan magnum opusu Malların Mallarla Üretimi. İktisat Kuramını Eleştiriye Açış adlı kitabı neo-Ricardocu akımın başlangıcı sayılır. Bu çalışmalar hem emek-değer teorisine alternatif oluşturma hem de neoklasik teoriye darbe vurma yönünde sağlam bir altyapıyı oluşturur. O dönemde Marksistler birincisiyle aynı fikirde olmayabilirler, fakat konuya verdikleri güçlü tepki Marx’ın politik iktisada eleştririsini yeniden canlandırılmış olur[2]. Neo-Ricardocular ve Marksistler arasındaki en büyük benzerlik, iki okulun da bölüşüm konusunu “temel ekonomik problem” olarak kabul etmeleridir (Yeldan, 2011, s. 171). Neoklasik iktisatçılar da marjinal değer-bölüşüm kuramını hedef alan darbeye karşı kendilerini savunurlar. Cambridge sermaye tartışmaları neo-Ricardocular ile neoklasik iktisatçılar arasında geçtiğinden Marksistlerin tepkileri bu yazının dışında kalacak.
Tartışmanın “Cambridge Controversies” ya da “Cambridge Capital Controversies” adıyla anılmasının nedeni, neo-Ricardocu okulu temsil eden Sraffa, Joan Robinson ve takipçilerinin İngiltere’deki Cambridge University’de; Robert Solow’un büyüme teorisini savunan Paul Samuelson’ın Amerika’nın Massachussetts eyaletinin Cambridge kentindeki MIT’den olmaları. Ingiltere-Cambridge’dekiler Amerika-Cambridge’dekilerin teorisini Ricardo, Marx ve Keynes’in bıraktığı mirastan yararlanarak eleştirir.
Sraffa magnum opusunu tam 62 yaşında yayımladı! Birçoğumuz için sevindirici bir haber! Peki Sraffa 62 yaşına kadar ne yaptı? Aslında mektuplarından ve yazılarından anlaşıldığı üzere, 1946’da, yani 48 yaşındayken büyük eserinin tohumları çoktan atılmıştı. Bu tohum marjinalist kurama dair çekincelerinin ifadesiydi. Bu çekincelerden bahsetmeden önce Sraffa’yı daha yakından tanıyalım.
A. Gramsci, J. M. Keynes, L. Wittgenstein gibi çağının büyük düşünürleriyle düşünce alışverişinde bulunmuş Sraffa, Torino’da doğdu. Hukuk fakültesinden “Monetary Inflation in Italy During and After the War” adlı çalışmasıyla mezun oldu. 1921-1922 yıllarında bulunduğu London School of Economics’te Keynes ile tanıştı. Bu karşılaşmada Keynes 23 yaşındaki genç iktisatçıdan etkilendi ve önce ona Manchester Guardian’a İtalyan banka sistemi ile ilgili bir makale yazmasını önerdi. Sraffa Keynes’in önerisini dinleyip, faşistlerin finansal dünyada yarattığı krizlere de değinen, daha sonra Economic Journal’da yayımlanan ve Mussolini hükümetinin tepkisini çeken “The Bank Crisis in Italy” adlı makaleyi yazdı. Yine de Perugia Üniversitesi İtalyan iktisatçıyı politik ekonomi ve kamu finansmanı bölümünde okutmanlığa aday olması için davet etmiştir. Bu pozisyona başvuru sunuşu için hazırladığı metin aynı zamanda, onu ilk ses getiren eserini yazmaya teşvik eder. İtalyancası “Sulle relazioni fra costo e quantià prodotta” olan, Y. Edgeworth’ün desteği sayesinde “The Laws of Returns Under Competitive Condistions” başlığı ile 1926’da Economic Journal’da yayımlanan bu eser başarı kazanır. Bu makalede Alfred Marshall’ın kısmi denge analizini hedef alarak, azalan, sabit ve artan getiri konusuna odaklanır. Makale İngilizce yayımlanmasından sonra tekelci rekabet konusundaki tartışmayı da hareketlendirir. Sraffa Cagliari Üniverstitesi politik iktisat bölümüne “full professor” olarak alınır. Hayatının sonuna kadar bu kadroda kalacak fakat hiçbir zaman orada olmayacak, maaşını da üniversitenin kütüphanesine bağışlayacaktır (Kurz & Lager, 2010, ss. 14-16; Kurz 2000, 3-23).
1927’de Sraffa’nın hayatında çok önemli bir değişiklik olur. Sraffa Keynes’in desteğiyle Cambridge’e öğretim üyesi olarak atanır ve orada verdigi derslerde değer kuramını tüm yönleriyle okutmaya başlar. Ders yükü eserlerini geliştirmesini engellediğini anlayınca öğretim görevliliğinden istifa eder. Kütüphaneci görevine getirilen Sraffa 1931’den itibaren artık Marshall Kitaplığı’nın başındadır. Aynı zamanda Cambridge lisansütü programının da sorumlusu olur. Tam teorisine konsantre olacakken bu kez de uzun soluklu başka bir görev üzerine kalır ve teorik çalışmaları yine ikinci plana atılır. Bu reddedemeyeceği görev Royal Economic Society adına Ricardo’nun tüm eserlerinin yayın editörü olmaktır. 1930’dan itibaren, The Works and Correspondence of David Ricardo adını alacak ve 1951-1973 arasında 11 cilt halinde yayımlanacak eseri arkadaşı ünlü Marksist iktisatçı M. H. Dobb ile literatüre kazandırma işine başlar.
David Ricardo (1772-1823)
Sraffa 1936’da Royal Economic Society’nin bilim üyeliğine atanır. Dolayısıyla, Sraffa asıl teorik çalışmasına 1931-1942 ve 1946-1956 yılları arasında ara vermek zorunda kalır. Ancak 1956’da tekrar kitabının başına oturabilir ve Malların Mallarla Üretimi. İktisat Kuramını Eleştiriye Açış alt başlığıyla ancak 1960’da basılır. Sraffa 3 Eylül 1983’te Cambridge’de hayata gözlerini yumar (Kurz & Lager, 2010, ss. 14-16; Kurz 2000, 3-23).
Notlar
[1] Harcourt, 1969,1972; Garegnani 1970 ve Kurz & Savadori, 1995, 14. Bölüm.
[2] Neo-Ricardocuların Marx’ın değer teorisine yönelttikleri eleştiriler ve Marksistlerin bu eleştirilere verdikleri cevaplar için bkz. Savran, 2012, ss. 370-375.
Kaynakça
[1] Cohen A. J. & Harcourt G. C. (2003), “Whatever Happened to the Cambridge Capital Controversies?”, Journal of Economic Perspectives, vol. 17, no 1, ss. 199-214.
[2] Harcourt G. C. (1969), “Some Cambridge controversies in the theory of capital”, Journal of Economic Literature, vol. 7, no. 2, ss. 369-405.
[3] Harcourt G. C. (1972), Some Cambridge Controversies in the Theory of Capital, Cambdrige, Cambrıdge Unıversıty Press.
[4] Garegnani P. (1970), “Heterogeneous Capital, the Production Function and the Theory of Distribution, The Review of Economic Studies, vol. 37, no. 3, ss. 407-436.
[5] Kurz H. D. & Salvadori N. (1995), “Chapter 14. The neoclassical theory of distribution and the problem of ‘capital’ ” içinde H.D. Kurz; N. Salvadori (1995), Theory of Production: A Long-period Analysis, Cambridge, Cambrige University Press, ss. 427-464.
[6] Kurz H.D. & Lager C. (2010), “Eski Klasik İktisatçıların Konumunun Yeniden Canlandırılması: Piero Sraffa’nın Siyasal İktisada Katkıları” içinde P. Sraffa ([1960]2010), Malların Mallarla Üretimi. İktisat Kuramını Eleştiriye Açış, İstanbul, Yordam Kitap, ss. 11-37.
[7] Kurz H. D. (2000), Critical Essays on Piero Sraffa’s Legacy in Economics, Cambdrige, Cambridge University Press.
[8] Ricardo D. ([1817]1951), On the Principles of Political Economy and Taxation içinde D. Ricardo, The Works and Correspondence of David Ricardo. Vol. 1, Cambdrige, Cambdrige University Press.
[9] Savran S. (2012), “Yeni-Ricardoculuk” içinde B. Fine & A. S. Filho, Marksist İktisat Klavuzu, İstanbul, Dipnot Yayınları, ss. 367-377.
[10] Sraffa P. ([1960]2010), Malların Mallarla Üretimi. İktisat Kuramını Eleştiriye Açış, İstanbul, Yordam Kitap.
[11] Yeldan E. (2011), İktisadi Büyüme ve Bölüşüm Teorileri, Ankara, Efil.
No Comments